PROF.DR.RANA KARABUDAK - HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ'NDE BİLİM RÜZGARI |
(1/1) |
oslem: Prof.Dr.Rana Karabudak Hcettepe Üniversitesinde Klinik,Klinik öncesi ve deneysel alanda yaptıkları çalışmalarla bilime hizmet edecek öğrenciler yetiştirmeye çalışıyor.Karabudak Multipl Skleroz dünyasında dünden yarına tüm değişimlerle birlikte üniversitedeki çalışmaları anlattı. MS ile ilgili olarak çalışmaya başladığınız dönemlerde hem üniversitenizdeki hem de Türkiye'deki durumu kısaca hatırlatır mısınız?O dönemin zorlukları neydi? 93'ten sonra UCLA-Nöroımmunoloji Araştırma Merkezi'ndeki yurtdışı eğitimimden döndüğümde oradaki deneyimlerimi kendi kurumumda yeni bir düzen kurmak için de kullanacağım açıktı.Üniversitede nöroımmunoloji klinik çalışmaları ve laboratuar çalışmaları ile ilgiki pek çok şeyi bu dönemde başlattık diyebilirim.Başlangıçta bir zorluk dönemi geçirdik.Tak başınıza her şeyle siz uğraşıyorunuz.Yalnızlığın getirdiği bir mücadele içerisinde çok taraflı düşünmek hayli zor ve yorucuydu. Bir kere bir kayıt sistemi kurulması gerekiyordu.Buna öncelik verdim.Hastanemiz bir referans merkezi.Bütün Anadolu'dan,Karadeniz'den,Güney'den,Doğu'dan hasta akışı var.İkinci bir görüş almak için gelen hastalarımızda var.Bunların yanında çözümlenmemiş hastalar da gelebiliyor.Onların kayıt sistemi ile başladık.Başlangıçta yani 1990 'ın başlarında tedavi takip protokolleri için MS formları bile yoktu.MS merkezleri ayrılmamıştı.Üst-ihtisaslaşmanın da Türkiye 'de yeni yeni olduğu yıllardı.Klinik Nöroımmunolojı yoktu.Birçok yönden zorluk oldu ama bunların güzel sonuçlarını görmek en değerli ödül oluyor. Kayıt sistemleri dışında neler yaptınız? Tedavi protokolleri oluşturduk.1993'ten itibaren hastaların immun-modulator tedavileri girdi devreye bütün dünyayla beraber.Bu tedaviyi gören hastaların takibi gerekiyor.Cilt altı uygulanan ilaçlar kullanılıyor ve ilaca yönelik şikayetleri olabiliyordu.Hastaların katılımını ve uyumunu da gerektiren tedaviler olduğu için geçmişten itibaren birebir hasta hekim ilişkisi ve güven çok önemliydi.MS'te uzun vadeli bir tedavi söz konusudur.hastanın ihtisaslaşmış bir merkez bulması çok önemliydi.İlaçların hepsi yeniydi.Aslında bütün dünya için yeniydi.O dönemin sorunları da biraz onlardı doğrusu.Kafa karışıklığı da yaratıyrodu tabi.Bütün hastalara iyi gelecek ilaçlar diye düşünülüyordu.Büyük beklentiler vardı.O zamanalr hastalığın doğal seyriyle ilgili hiç bir ilaç yoktu.Hastalığı ilerlemiş,hareketi kısıtlanmış dolayısıyla bu yeni ilaçların endike olmadığı bir hasta grubu da vardı.Onların motivasyonlarını kırmadan hüsrana uğratmadan durumu onlara anlatmak gerekiyordu.O dönemin ciddi zorlukları bunlardı.Bütün bunları aştık.Hem tanıyı koymak,hem psikolojık destek vermek zorundaydık.Fizyoterapide Uzman Fzt.Kadriye Armutlu ile beraber çalışmalar yaptık.Bunun yanında hastaların takipleri ile birebir aranmaları;hastalara ait epidemiyolojık verilerle ilgili dökümlerin yapılması önemliydi.Bunlar oturdu birer birer işliyor.Bugün iyi bir referans merkezi durumundayız bütün Türkiye için. Bize eğitim için gelen arkadaşlarımız oluyor.Gerek kısa süreli rotasyonlar,gerek sorunlu vakalarını danışma için alıp gelen arkadaşlarımız var.Onlarla ilgili bir Ankara MS çalışma grubu oluşturduk.Her ay düzenli vaka tartışmaları ve eğitimler yürütülüyor.Nöroımmunoloji Ünitemiz öncülüğünde başlayan bu toplantılardanörolojık tanı soruları olan vakalarıyla gelip çalışmaya katılıyorlar ve rahatlıkla danışabiliyorlar.Eğitime gelen asistanlarımız,rotasyona giren arkadaşlarımız oluyor.Nöroımmunolojı ile ilgili makale çalışma saatleri yapıyoruz. İleriye dönük çalışmalarınız nelerdir?Tüm bu çalışmalarınızı yaparken destek aldığınız kuruluşlar veya kurumlar var mı ? Birinci basamak nörolog arkadaşlaın eğitimlerini yaptık dönem dönem.Şu anda halen de devam ediyor.İlça sanayinin de bu alanda önemli desteklerini görüyoruz.İki senedirallerjik ensefalomiyelit modeli üzerinde çalışıyoruz.Multipl Skleroz 'un bir hayvan modeli.Bu tür hastalarla çalışabilmemiz için bunun iyileştirebilir bir hastalık olduğunu görmemiz gerekiyor.Bu hastalığın bir modelinin olması gerekiyor.Hastalığın seyrini gösteren onun üzerinde ilaç tedavilerini uygulayabileceğimiz modellerimiz gerekiyor.Bununla ilgili bir arkadaşımızı yurtdışına gönderme fırsatım oldu.İtalya bağlantılarımız var.Beraber çalıştığımız bilim adamları var.Milano'da bu arkadaşımız 1,5 yıl yetişti geldi,şimdi bruada laboratuarı kurduk.Bununla ilgili çalışmalarımız yoluna girmek üzere.İkincisi çok değerli ımmunologlarımız var.Onlarla beraber laboratuar araştırma çalışmalarımızı yürütüyoruz.Ya da tedavi altındaki hastalarımızın ımmunolojık parametrelerini çalışıyoruz.Hastalığın seyrini ve ilerleyişini izliyoruz.Kısacası çalışmalarımız üç kolda yürüyor.Klinik,klinik-öncesi ve deneysel olarak. Yurt dışıyla karşılaştırdığınızda yapmış olduğunuz çalışmaları ve sonuçlarıyla nerede olduğunuzu görüyorsunuz? Çalışmalarımız genelde başka isimlerle paylaşılamadan sizin üstünüzde kalıyor.Yurtdışında böyle çalışmaları sunduklarında arkalarında yüzlerce ekip sıralıyorlar.Laboratuarları,teknisyenleri,doktora öğrencileri ayrı,sizin böyle bir şansınız yok tabi.Biz klinik çalışmalara da laboratuara da yetişmek zorundayız.Laboratuarımıza bu sene bir biyolog arkadaşımızı katabildik.Allerjik ensefalomiyelit'in alt çalışma yapısında bize yardımcı olacak.Hastaların serumlarını takip edecek.Birebir klinik çalışmalara destek olabilecek.Bir uzmanımız var şu anda.Yetişmesinde ve eğitiminde katkım olabildiği için mutluluk duyduğum Uzman Dr.Aslı Kurne .Böyle üç kişi götürmeye çalışıyoruz.Arada asistan desteklerimiz olabiliyor.Ekip çalışmasını üniversite kadro kısıtlılıkları ve maddi nedenelrle henüz istediğimiz boyuta taşıyamadık. Ms hastalarının dünden yarına gelişim sürecini konuşalım.Neredeydiler ne oluyordu yarın ne olması bekleniyor? En önemlisi MS hastalarımızında bilinçlenmesi açısından çok büyük adımlar atıldı.Tabii burada hem hekimlerimizin hem onlarla çalışan fizyoterapistlerin hemde derneğin yararı var.Önceleri MS dediğimiz zaman insanlarda belli bir kavram canlanmıyordu.O yüzden bu anlamda belli bir birikim oldu.Televizyon konuşmalarıyla halk eğitimleriyle, seminerlerle,İstanbul,Ankara ,İzmir'de bütün MS dernekleribir arada ortak çalışmalarla bunu sağlayabildik.Tedavi açısındanda hastalığın gelişimine yönelik 90'larda çıkan ımmun-modulator dediğimiz ilaçlar ile hastalğın seyri önemli ölçüde ve olumlu oranda değişti.Ama hala bu grubun arasında da tedaviye dirençli bir kesim var.Ne yaparsanız yapın etdaviye cevap vermiyorlar.İlaca dirençli hastaları baştan belirleyebilmek için henüz elimizde bir takım sinyaller yok.Bilim MS camiası bununla uğraşıyor.Baştan itibaren ilaca cevap vermeyecek hastaları yakalayıp onları farklı bir yönde ele almanın yollarını arıyoruz.Bir on sene öncesine göre tedavi alabilme açısından çok daha iyi yerdeler. Önümüzdeki yıllara baktığımızda daha umut verici bir durum söz konusu.Bir takım alternatifler de gelecek.Varolan bilimsel yaklaşımlara yenileri eklenecek.Ağızdan tedaviler oalcak.MR 'la çok büyük yol katettik.Başlangıçtaki tanı zorluğunu aşmış durumdayız.Yine de tanı koymak uzmanlık, tecrübe gerektiriyor.Şu anda var olan ilaçların yeni teknolojilerle gelişmesi söz konusu olabilir.Bunların daha alt grupları olabilir.Genetik bilgi-ımmunolojık sistem üzerinden etki eden ilaçlar.MS öyle bir hastalık kı ;çok parçalı bulmaca gibi düşünün.Parçaların hepsi yerli yerine oturmuş değil. Özellikle bilgi alışverişi açısından gelinen son durum nedir?Türkiye bu bilgi akışının neresinde? Bir kere Türkiye var olan bilginin transferi açısından çok iyi durumda.Yurt dışındaki birçok merkezle direk diyaloğumuz var.ESNI-Avrupa Nöroımmunolojı Okulunun kuruluşunda aktif görev aldım.Halen bu önemli.Asistanlarımız eğitimleri için gidip geliyor.Bilgi transferi sağlanıyor.2009 yılında yapılan yıllık ESNI toplantısını da tüm dünyadan katılacak araştırmacılarla ülkemizde gerçekleştireceğiz.Kongreler çok başarılı ve çok güzel takip ediliyor diye düşünüyorum.Kongre konusunda seçiçi olmakla beraber özellikle genç, arkadaşlarımızın çok daha fazla katılması gerekiyor.Bizim sıkıntımız yeterli elemanları bu konuya ayıramamakta.Çünkü iş yükünüz çok fazla.Sizden hekim olarak beklenen o anda o sorunun cevabını vermek ve hastayı tedavi etmek.İlaçsa ilaç bulmak.Onun ötesine geçemedik.Bunu bütün Türkiye için söylüyorum. Eğitim alt yapısı konusundaysa şunu söyleyebilirim.Hekimler bu konuyu seçip gelmiyorlar.Nöroloji hedefleyerek giren asistan çok az.Nörolojı zor bir branş, MS de zor.Günün koşullarını da düşünürseniz biraz daha maddi çıkarlar ön plana çıkıyor.Böyle bir sıkıntıda var.Çok parlak zihinleri çalmak içinde uğraşıyoruz.Ben mesela 3.sınıf öğrencilerinden başlıyorum.Özellikle uygulama seçip derslerine giriyorum ki birebir karşılıklı görüşebilelim.Makale saatleri yapıyorum dönem 4'le,oradaki genç arkadaşlarımıza bu yöne biraz ilgi uyandırmak,neler yapıyoruz anlatabilmek için.Bu çok güzel bir şey aslında.Öğrencilere onu diyorum, bir molekül bulduğunuz zaman hem kendinize hem ülkenize hemde dünyada çok büyük bir yardımda bulunabiliyorsunuz.Aslında bu konuda öğrencilerimin aklını çelmek istiyorum kesinlikle.Makale sahibi dört öğrencimle epidemiyolojık çalışma yaptık.''MS'lilerde başka bağışıklık sistemi-aracı hastalıklar da varmı?'' konulu bir çalışma yaptık.ECTRIMS-Avrupa Ms Toplantısında sunulmasını kabul ettirdik.Öğrencilerimiz gelip çalışmalarını aktardılar. Gelecekle ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız?Neler düşünüyorsunuz yapılan çalışmalar hakkında? Hekimlerin bütün görevi hasta bakmak olmamalı.Hasta bakmak bugüne bakmak demek.Bizim ileriyi planlamamız lazım.Nasıl büyük şirketler araştırma ve geliştirmeye büyük yatırım yapıyorlarsa tıp fakültelerinin de , hekimlerin de bu konuda çalışmaları lazım.Çok merkezli çalışmalara katılıyoruz.Önemli bir zamanımızda oraya gidiyor.Son beş yıldır FDA onaylı çok merkezli çalışmalara katılabiliyoruz.Çünkü belli merkezler istiyorlar.Ekipmanınız olacak,hem yeterli bilginiz,birikiminiz olacak,hemde iyi bir hasta takip programınız olacak.Buda iyi bir tecrübe.Dünyayla birlikte ortak bir çalışma yürütmek önemli.Dünyanın gerisinde kalmadan.Üretim aşamasında yer almak ve profesyonelleşmek için sürüyor bu çalışmalar. Avrupa'dan gelen hastalarımız var.Almanya'dan Avusturalya'dan Fransa'dan Norveç'ten kalkıp geliyorlar.Yurtdışıyla yazışan hastalarımız var.Oralardan ''bizlere gelmenize gerek yok'' diye, doğrudan isim vererek bizlere gönderiyorlar hastaları.Hastalar da bize bunu iftiharla söylüyorlar.Bunlar güzel şeyler. Prof.Dr.Rana Karabudak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji A.B.D. Gülümse drg |
Navigasyon |
Mesajlar |